16 Ağustos 2013 Cuma

Rabia`tül-Adeviyye









Mısır'da ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 

asker tarafından görevden alınması sonrasında 

İhvan'ın sürekli eylem yaptığı meydana ismi verilen 

Rabia'tül Adeviye de gündeme geldi.

Peki bu isim nereden geldi ? 


Rabia`tül-Adeviyye K.S. Hazretleri Kimdir?


Rabia'tül Adeviye Tabiin 

(sahabeleri görüp onların sohbetinde bulunanlara verilen isim)

devrinde yetişen büyük hanım evliyalardandır.

Dünyaya düşkün olmaması ve 


ibadetleriyle meşhur bir hanımdır.





Basrada doğduAilenin dördüncü çocuğu olduğundan ismini

bu manaya gelen RABİA koydular.





Babası çok fakir olduğundan o doğduğu gece

evinde ihtiyaç olan şeylerden hiçbiri yoktu.




Annesi çok ağlayıp mahsun olmuştu.







O gece babası rüyasında Peygamberimizi (sav) gördü ve

kızının büyük bir kimse olacağı müjdelenip,

Basra beyine bir kağıda;

‘Her gece Rasulullah’a yüz salavat getirdin,

dün gece unuttun,

bunun için bu kağıdı getirene 400 dinar ver’

diye yazıp götürmesini söyledi.




Bunun üzerine babası böylece yazıp götürdü.




Basra beyi memnuniyetle on bin kızıl altın verip,

onlara hep yardımcı olacağını söyledi.




Bundan sonra rahatlayıp kızlarını büyüttüler.





Rabia-i Adeviyye biraz büyüyünce anna babası öldüler,

kızkardeşleri dağıldı.




Basrada kıtlık başgösterdi.




O da bir ihtiyara hizmete yani köleliğe başladı




öyle ki bir gece ;’Ya Rabbi, biliyorsun ki benim arzum

senin emirlerine uymaktır.

Eğer iş benim elimde olsa sana ibadetten bir an geri kalmazdım

fakat ihtiyara hizmet ettiğim için sana gereği gibi ibadet edemiyorum’ derken efendisi bunları duydu ve onun nasıl bir kişi olduğunu anlayarak azad etti ve kabul ederse ona hizmet edebileceğini söyledi.




Ancak Rabia-i Adeviyye kabul etmeyerek onun yanından ayrıldı.





Günlerini sürekli ibadetle geçirirdi, geceleri de ibadet ederdi.




Kefenini daima yanında taşır,namazını üzerinde kılardı.




Kefenini yanına almadan gezdiğini,konuştuğunu kimse görmedi.




Çok oruç tutardı.




Bir defasında bir hafta yiyecek bulamadı,sekizinci gece açlığı iyice şiddetlendi,nefsine eziyet ettiğini düşünürken kapı çaldı.




Bir tabak yemek getirdi,mum almaya gitmişti ki döndüğünde kedinin yemeğini döktüğünü gördü.




Su bardağını almaya gitti mum söndü içmek isterken bardak düştü,kırıldı.




O da ‘Ya Rabbi,bu zavallı kulunu imtihan ediyorsun,fakat acizliğimden sabredemiyorum!’diyerek ah çekti.




Bu ahtan neredeyse ev yanacaktı.




Bir ses duyuldu

’Ey Rabia,istersen dünya nimetlerini üstüne saçayım

fakat gamımı alayım.




Çünkü benim gamım ile dünya bir arada bulunmaz!




Bu sözü işitince şöyle dua etti;




‘Ya Rabbi, beni seninle meşgul eyle ve

senden alıkoyacak işlere beni bulaştırma!’








Bir gece yarısı yine kalkmış Rabbiyle başbaşayken

arkadan biri yaklaşmış onun minacatını dinliyor.




’Allah’ım gece oldu sevgililer sevgililerinin yataklarına gittiler.




Aşık maşuk şimdi sarmaş dolaş

Benim MAŞUKUM SENSİN!

BEN DE KALKTIM SENİN YANINA GELDİM!




Sana çeşitli şeyleri şefaatçi olarak arz ediyorum.




Benim sevgimde bir hayli derindir.




İsteğim,dileğim çoktur.




Aşığın maşuktan istediği herşeyi istiyorum.




Aşkımı şefaatçi değil,senin bana olan alakanı şefaatçi yapıyorum!




’ Dikkat ediniz bu emin bir kalbin ifadesidir’




Allah’ın sizi ne kadar sevdiğini öğrenmek istiyorsanız

onu nekadar sevdiğinize bakın’




O öyle çok öyle delicesine seviyordu ki Rabbinin de onu nekadar sevdiğini bildiğinden kendi sevgisini değil

Rabbinin ona olan sevgisini şefaatçi yapıyordu.





Rabia-tül Adeviyye son derece tevekkül ve sabır ve

her türlü güzel ahlaka sahip,

dünyaya değer vermeyen yani düşkün olmayan,

Rabbinin rızasından başka birşey düşünmeyen,

gece ve gündüzünü ona ibadet ve tefekkürle geçiren,

hayatı boyunca çok işkence ve eziyet görmesine rağmen imanından dönmeyip sabreden,

kısacası gözlerine Rabbinin hayalinden başka hayal girmeyen

çok yüce bir kadın evliyadır.




752′de (doğumu bilinmemektedir) Kudüs civarında vefat etmiştir.




Allah bizi onun şefaatine nail eylesin.








Bir gece namaz kılmak için seccadesini serer 


Namazını bitirdikten sonra şöyle bir duada bulunur ; 


Ya rabbi (cc) şu vakitte bir çok kimse uyudu,

bir çoğu sevdiğine gitti,

ben de sana geldim,

çünkü benim sevdiğim sensin 


Sonra zikire başladı ve seccade üzerinde zikir çekerken uyuyakaldı. 


Bir hırsız girdi evine biraz sonra,

bakındı sağına soluna,oldukça az ve

eski eşyalarn olduğu fakir birinin eviymiş bu ev diye düşündü. 


Ama bir kaç parça eşya almadan çıkmak olmaz diye düşündü. 


Torbasına doldurduğu bir kaç parça eşya ile tam evden çıkacakken birde baktı ki kapı yok !

Az önce girdiği kapı hiç biryerde yoktu,her yer duvardı. 


Aldıklarını bıraktı ve tekrar çevresine baktı,kapı orada duruyordu. 


Tekrar torbasına doldurdu eşyaları ve tekrar baktı ki kapı yine yoktu ! 


Bu işlemi tam 3 kez tekrarladı.

Tam o esnada duvarlar dalga dalga yarılarak dedi ki ;





Ey hırsız ! Seven uyudu ama sevilen ayakta !





Hırsız kelime-i şehadet getirerek müslüman oldu. 






Rabia'tül Adeviyye son derece tevekkül, sabır ve her türlü güzel ahlaka sahip, dünyaya değer vermeyen, Rabbinin rızasından başka bir şey düşünmeyen, gece ve gündüzünü ibadet ve tefekkürle geçiren, hayatı boyunca çok işkence ve eziyet görmesine rağmen sabreden, bir evliya olarak anılır.






Zamanın şeyhleri ve mürşid'leri Rabiatül Adeviyye'yi ziyaret eder sohbet meclisleri oluştururlardı.






Ömer Döngeloğlu, Mısır'da halkın ordu tarafından katliama uğratıldığı Kahire'nin en meşhur meydana isminin verildiği kadın evliyalardan Rabiatül Adeviyye'yi (r.a) anlattı.


İşte o video..












Darbe karşıtlarının özgürlük sembolü: 
Rabia işareti


Mısır'da katliamın yapıldığı Rabiatül Adevviye Meydanı'nın ve darbe karşıtı gösterilerin sembolü dört parmakla yapılan "Rabia işareti" oldu.


Ben de bu işareti ve işaretin nereden geldiğini blogumda paylaşmak istedim.Biraz uzun bir yazı oldu farkındayım.


Dualarımız (dua etmekten başka bişey yapamadığımız)


kardeşlerimiz için olsun.


Allah yar ve yardımcıları olsun.




Ve son olarak Hz. Rabianın hayatının canlandırıldığı filmi de eklemek istedim.Belki izleyerek öğrenmek isteyenler olabilir.






5 Ağustos 2013 Pazartesi

Kardeş Blog :)

Merhaba..

Bugün sizlere kardeşimin yeni açmış olduğu sayfadan bahsedicem.

Kendisi keçe ile tişört süsleme işine girmiş bulunmakta.




ilk önceleri kendi kızına yapmak için başladığı bu işi hobi haline getirdi.



şimdilerde Facebook ve Blogspot adreslerinden isteyen herkese bu tasarımları yapmaya başladı.




Ben de kendisine destek amacıyla burada yer veriyorum.

Sayfalarına bir göz atın derim ;)

Eslemin Keçeleri


Blog adresi




Şimdiden teşekkür ederiz :)




3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kadir Gecesi






Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Kadir gecesinin fazîleti, üstünlüğü (bin aydan daha fazîletli, kıymetli, hayırlı olduğu), bizzât Allahü teâlâ tarafından, Kadir sûresinde açıkça bildirilmiştir.Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, bu mübarek gecenin kıymet ve faziletini şöyle beyan buyurmaktadır: 


"Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar."
(Kadir Suresi  ) 



Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:


"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır." 


"Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."


Müminlerin annesi Hz.Aişe (r.a.) şöyle diyor : 


-Dedim ki: Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu: 


- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)


Peygamberimiz (sav) buyuruyor:


"Kadir gecesinde bir defa, Kadir sûresini okumak, (başka zamanda) Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevâptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir."


Bu mübarek gecede dua sünnettir. O icabet vakitlerinden birisidir. Süfyan-ı Sevrî demiştir ki, o gece dua etmek, namaz kılmaktan daha sevaptır. Kur'ân okuyup da dua ederse güzel olur.


İbnü Hacer Heytemî Tuhfetü'l-Muhtâc'da der ki:

"Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir. Onun kemâliyle faziletine ancak Allah Teâlâ'nın bildirdiği kimseler nail olur."


Kadir Gecesi Geçmişmidir Yoksa Tekrar Etmekte midir?





Kadir gecesi, meşhur olduğu üzere, Kur'ân'ın nazil olduğu veya sabahında Bedir zaferinin vuku bulduğu gece olduğuna göre o bir defa olmuş geçmiştir. Her sene Ramazan'da olacak olan onun şeref ve hatırasıdır, demek olur. Nitekim bazıları onun bir defa olup kalktığını kabul etmişlerdir. Fakat Kadir gecesi onlardan dolayı değil, onlar Kadir gecesine rastlamış olduğuna göre de Kadir gecesi bütün sene içinde gizli olup, en çok Ramazan'da ve en çok son onunda ve en çok yirmi yedinci veya sonuncu gece olması ihtimali en galip bulunan mübarek bir takdir gecesi olarak tekrar eder ki, bilinen, çoğunluğun görüşü de budur.

Kadir Gecesi Her Sene Ramazanın Aynı Gününe mi Geliyor?

Hayır. Allahü teâlâ, Kadir gecesini gizlemiş, yani Ramazan ayının çeşitli günlerine koymaktadır. Bu sene Ramazanın birine koyarsa öteki sene Ramazanın yedisine koyabilir, Kadir gecesi o gece olur. Diğer geceler gibi falanca ayın belli bir günü yapmamış, bu geceyi gizlemiştir. Bu gecenin aylarla ilgisi yok, gece ile ilgisi var. Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesinde Kur'an-ı kerim inmiş ise, bu sene de Kadir gecesi Ramazanın üçüne alınmış olabilir. Demek ki bu mübarek gece Ramazanın üçüne geldi. Ay mefhumundan sıyrılmak gerekir. Diğer geceler ayla ilgili, Kadir gecesi ayla ilgili değil, gece ile ilgilidir. Allahü teâlâ dileseydi her aya bir tane koyardı ve her ayda Kadir gecesi olabilirdi. Kur'an-ı kerimin indiği bu geceyi de her ay kutlardık.

İlk defa Kur’an-ı kerimin nazil olduğu gecenin hususiyetini, faziletini ve bereketini Allahü teâlâ her sene başka bir geceye veriyor. Yani her sene değişik bir gecenin o kıymet ve fazileti taşımasını irade buyuruyor. Kur’an-ı kerimin nazil olduğu o mübarek gecenin her sene-i devriyesinde aynı gecenin o fazileti taşıması icap etmiyor. Başka bir gece o fazileti taşıyabiliyor. (4) 

Kadir Gecesi Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Denizlerin suyu bir an tatlılaşır.



Kadir gecesi, açık ve sakin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur.



Ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar.Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.


Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur.

Kadir Gecesi Kaçıncı Gecedir?



Kadir gecesinin, Ramazanı şerifin 20.sinden sonraki tek gecelerinde aranmasına dair müteaddit hadis şerifler varid olmuştur. Birinden itibaren tek gecelerde aranmasını tavsiye eden büyüklerimiz de vardır.







İmamı Şa'rani Hazretleri, Kadir gecesinin kaçıncı gece olduğunu, Ramazanı şerifin giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir. İmamı Şarani Hazretleri 30 sene Kadir gecesiyle bu tarife göre müşeref olmuşlardır. Bir çok Allah dostuda bu usulle Kadir gecesini bulmuşlardır.

Pazar günü girerse 29.gece, 
Pazartesi girerse 21.gece, 
Salı girerse 27.gece, 
Çarşamba girerse 19.gece, 
Perşembe girerse 25.gece, 
Cuma girerse 17. gece, 
Cumartesi girerse 23.gece. 

Kadir Gecesinin 27.Gecedir Diyenlerin Delilleri
Ulemanın ekserisi "Leyle-i kadir ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir." demişlerdir. Bu görüşün sahibi bulunan ilim adamları delil olarak şu hadis-i şerifi göstermektedirler: "Leyle-i Kadir, yirmi yedinci gecedir."



Bu nakli delile ilaveten akli bir delil ile mevzûu daha belirgin hale getirmek istiyorum. Süre-i celilede (Kadir Suresi) "Leylet'ül Kadri" lafzı üç yerde geçmektedir. Bu lafzın harfleri dokuz tanedir. Bu sayıyı üçle çarptığımız zaman çıkan yekün de yirmi yediyi göstermektedir. (3)


Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bilmek
Din adamlarının bazısı, leyle-i kadrin senenin günleri içinde gizlenmiş olduğunu söylemişlerdir. İhmalkarlık yapmasınlar ve diğer geceleri de ihya etsinler diye bu gecenin gizlendiğini ifade etmişlerdir. Hızır aleyhisselam da gizlenmiştir. İlim adamlarına ve zahid kimselere gösterilen alaka, fukara ve gurebaya da gösterilmelidir. bu ihitimalden dolayı:

"Her geceyi kadir bil, her gördüğünü Hızır bil" denilmiştir. (3)

Cenab-ı Hak bu geceyi hakkıyla ihya eden kullar arasına bizleri de ilhak eylesin ve bizi zatına kul ve Habine ümmet olma şerefinde daim eylesin.

Kadir Gecesini nasıl ihya edeceğiz? 
Yatsı namazında zammı sure olarak Kadir suresini okumalı. 
Bir iki sayfa Kur'an-ı kerim okumalı. 
Az da olsa sadaka vermeli. 


Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in Hazret-i Âişe (r.a.) Vâlidemiz'e öğrettiği şu duâ okunup, sonra duâ yapılır:










Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni, okunup dua yapılır.

"Ey Allah! gerçekten Sen çok affedicisin, affı seversin, öyleyse beni affet."

Mümkünse, kandil gecesi olması sebebiyle bir de Tesbih Namazı kılınır.


ve bir müjde ile noktalıyalım:
"Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır"

hadîs-i şerîfini düşünülerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevâba kavuşulur.
(5)


Kaynaklar

1) Elmalı Tefsiri
2) Mübarek Gün ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Dua ve İbadetler, Fazilet Neş.1983
3) Kürsiden Mü'minlere Sohbet ve Nasihatler, 1.Cild, Mehmed Emre, Erhan Yayınları, 1998
4) Mehmet Ali Demirbaş, Kadir Gecesi
5) Prof.Dr.Ramazan Ayvallı, Kadir Gecesi








( Bilgiler biriz.biz sitesinden Alıntıdır )