5 Haziran 2013 Çarşamba

Miraç Kandili

Bu gece, 

peygamberimizin bütün insanlığı temsilen 
Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen 
Miraç Gecesidir. 
Hicri Recep Ayının 27 gecesinin tanık olduğu bu 
'Büyük Buluşma' bizlere 
insanın ilahi rızaya ve desteğe ulaştığı 
akıl ve idraki zorlayan nice üst derecelere 
ulaşabileceğini gösterdiği gibi, 
mana aleminde 
yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin 
öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, 
ahlaki 
Yüce Allah'a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini 
hatırlatmaktadır. 
Bu gecede farz kılınan ve bizzat 
Peygamberimizin tarafından mü'minlerin 
miracı olarak nitelendiren 
namaz da, 
iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eder.

Miraç Kandili Nedir ?
 Arapça'da merdiven, yukarı çıkmak, 
yükselmek anlamlarını dile getirir. 
İslam'da Hz. Peygamber (s.a.s)' in göğe yükselerek 
Allah'ın huzuruna kabul edilmesi olayı. 
Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce 
Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. 
Olayın iki aşaması vardır. 
Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.s) 
Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. 
Kur'an'ın andığı bu aşama, 
gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. 
İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in 
Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur. 
Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, 
ama çok sayıdaki hadis ayrıntılı biçimde anlatılır.
Miraç Kandili , Hadislerde verilen bilgiye göre 
Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da 
amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken 
Cebrail gelip göğsünü yardı, 
kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adlı bineğe bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. 
Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve 
diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. 
Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diğer peygamberlere 
namaz kıldırdı.
Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı.
 Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve 
Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, 
beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa 
ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. 
Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. 
Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldı. 
Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren 
Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. 
Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini,
 Cehennem ve azabını müşahede etti. 
Sonunda Allah'ın huzuruna kabul edildi. 
Kendisine ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların 
Cennet'e gireceği müjdelendi, 
Bakara suresinin son ayetleri verildi 
ve beş vakit namaz farz kılındı. 
Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, 
oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.
Mirac Gecesinin ertesi günü 
Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayını anlattı. 
Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak 
Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya başladılar. 
Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler 
Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana
 ilişkin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i sınadılar. 
Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdiği bilgilerin doğruluğu 
müslümanları şüpheden kurtardıysa da 
müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi. 
Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için 
bir fitne nedeni oldu. 
Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle 
Hz. Ebu Bekir, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Sıddîk" lakabıyla onurlandırıldı. 
Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere 
"O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti.
Ahad hadislere dayansa da Mirac olayının gerçekliğinde tüm müslümanlar birleşmişlerdir. 
Ancak olayın gerçekleşme biçimi İslam bilginleri arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştur. 
Buna göre İbn Abbas'ın da içinde bulunduğu bazı bilginlere göre 
Mirac olayı uykuda gerçekleşmiştir. 
Bilginlerin büyük çoğunluğuna göre ise 
uyku durumunda ve rüyada değil, 
uyanık iken gerçekleşmiştir. 
Fakat bu görüşü savunanlar da Mirac'ın yalnız ruhla mı, 
yoksa hem ruh, hem de bedenle mi olduğu konusunda ikiye ayrılmışlardır. 
Sonraki Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre 
mirac olayı uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleşmiştir. 
Mirac olayının gerçekleştiği gece müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. 
Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Mirac kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, 
cami ve tekkelerde Mirac olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, 
dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.
İsra suresi 1.ayet mealiyle bitirmek istiyorum. 
“Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için 
kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp 
çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren 
Allah’ın şanı ne yücedir. 
Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”
(3)İsra 17/1


Kaynaklar:
1 Mübarek Aylar Günler ve Geceler
2 Üç Aylar İbadet Rehberi



 Miraç Gecesinde neler yapmalıyız ?


Bütün kandil gecelerinde olduğu gibi Miraç gecesinde de yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevi terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlahiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler halinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlatalım.
1. Kur'an-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekanlarda Kur'an ziyafetleri verilmeli;
Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)'e salat ü selamlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4. Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir?" gibi konular başta olmak üzere, hayati meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plan ve programı çizilmeli.
6. Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer mü'min kardeşlerine, hatta isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlakı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili ayetler, hadisler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilahi ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevi iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevi büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-posta ile tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

Rabbim Bu Geceye Kavuşmayı Bizlere Nasip Etsin İnşallah.